Fırsatlar ve mes’uliyetler

“`html

Günümüzdeki koşullar son derece kritik bir dönemden geçtiğimizin göstergesi. Bu ifade, her yerde duyabileceğimiz bir cümle haline geldi. Ancak benim için bu cümle, son zamanlarda yaşanan olaylarla birlikte daha anlam kazanıyor. Gerçekten de durum böyle. Geçtiğimiz Ekim ayında Sayın Bahçeli’nin gerçekleştirdiği bir konuşmada,

PKK’ya, kendisini feshetme ve terörü sona erdirme çağrısında bulunduğu süreçten bahsediyorum.

Konuşmanın çarpıcı yanı, örgütün lideri ve DEM Parti’nin adından bahsetmesiydi. En dikkat çekici nokta ise, Dr. Bahçeli’nin İmralı cezaevinde bulunan Abdullah Öcalan’a, TBMM’de bir konuşma yapma izni verme ve “umut hakkı”ndan bahsetmesiydi. Bu ifadelerin,

Türk milliyetçiliğini en üst seviyede temsil eden bir partinin liderinden çıkması gerçekten şaşırtıcıydı.

DEM Parti, bu açıklamalara olumlu bir yanıt vererek süreci benimsedi. Ardından, oldukça gizli yürütülen ve kapsamı hakkında sınırlı bilgi sızan pek çok toplantı gerçekleştirildi.

Sırrı Süreyya Önder’in beklenmedik vefatı, sürece duygusal bir boyut kazandırdı.

Nihayet, Abdullah Öcalan, PKK’yı kendisini feshetmeye ve silahsızlanmaya davet eden bir metin kaleme aldı. Kandil de bu talebe uyarak bir kongre düzenledi ve Öcalan’ın istediği yönde, silahlı mücadelesini sonlandırdığını duyurdu.

Öncelikle bu gelişmenin ülke üzerindeki etkisine bakalım. Özellikle Kürt nüfusunun yoğun yaşadığı bölgelerde adeta bir bayram havası esiyor. Bu durumu anlıyor ve saygıyla karşılıyorum. Ateş düştüğü yeri yakar. Yıllardır, özellikle son hendek-barikat olaylarından sonra, Türkiye’de yaşayan Kürtler, terörün her yönüyle kayıplara yol açtığını deneyimlediler. Irak ve Suriye’deki çatışmaların en yakın etkilerini yine onlar gördü. Terörün sona erme beklentisinde olgunluk kazanmış bir sürecin “tamamlandığı” yönünde sevinç yaşamaları ise tamamen doğal. Ancak bu durumu bir kenara bırakmak gerekiyor. Türkiye genelinde birçok kanaat önderi ve gazeteci, bu coşkuya katılmakla kalmayıp, şehit ve gazilerin ailelerine saygısızca yaklaşarak işler biraz karmaşık hale geldi.

Bahar havası, tarihin dönemin iklimleri arasında nadir bir durumdur. Eğer bu perspektifi sürdürürsek,

tarih daha çok soğuk ve sert kışların hâkim olduğu zamanların bir yansımasıdır.

Bahar olarak tanımlanan dönemler, sıkça “yalancı bahar” olarak anılır ve sonrasında beklenmedik fırtınalar meydana gelir. Ayrıca, tarihin kapanışlara kapalı olduğunu unutmamak gerekir.

Tarihsel olayların sona ermesi, yeni zorlukları gündeme taşıyan başka gelişmelerin habercisidir.

Bu değişim yerine dönüşüm ve başkalaşma terimleriyle yaklaşmalıyız. Son olayların, terörün oluşturduğu meselelerin başka bir düzlemde yaşanmasını sağlayacağına inanıyorum. Zihin ve ruh dünyamızın bu yeni duruma göre hazırlanması en uygun yaklaşım olabilir. Bahar coşkusunun bizi yanıltıcı bir şekilde sarhoş etmesine izin vermemeliyiz.

Mevcut durumu,

bir şeylerin sona ermesi değil, tam tersine bir sürecin başlangıcı olarak değerlendiriyorum.

Tarihsel bir fırsatı yakaladığımızı düşünüyorum. Bazı meselelerin terör ortamında yönetilmesi son derece güçtür. Örgütün silahsızlanması ve kendisini feshetmesi, terörün neden olduğu problemlerin akılcı bir anlayışla idare edilmesine olanak tanıyor. Bu durum, herkese yeni sorumluluklar yüklüyor. Bu sorumlulukların gerektirdiği hassasiyetle yaklaşmak önem arz ediyor.

Öncelikle, kabul etmeliyiz ki kırk yılı aşkın süredir kökleşmiş, çok katmanlı bir yapının ortadan kaldırılması sanıldığı kadar kolay değil. Ayrıca, bu sürecin zihinsel bir atmosferde dağıtılması, en zor kısımdır. Son kongrenin metnini incelediğimde bu durumu açıkça görüyorum.

Teşkilâtın kullandığı dilin küçümsendiği ve “neticeye bakalım” denildiği bir yaklaşım var.

Bunu bir kayıtsızlık olarak değerlendiriyorum. Türkiye Cumhuriyeti’ni inşa eden değerlerle çelişen, yıkıcı bir söylemle karşı karşıyayız. Bu durum sadece şahsi çıkarları dayatıyor. Metni hazırlayanların savunduğu hala

tavizsiz çatışma iklimidir.

Türkiye Cumhuriyeti, büyük zorluklar aşarak kuruldu. Cumhuriyetin pek çok uygulaması üzerine tartışabiliriz, eleştirebiliriz ve yeniden değerlendirebiliriz… Ancak kurucu değerlerle oynamak başka bir meseledir. Bu değerler, bu toprakların tarihi geçmişine dayanmaktadır. Bu değerlerin içini nasıl dolduracağımızı ise her tarihi aşamada yeniden ele almak en mantıklısıdır. Ancak

değerleri sorgulamak, sizin bir Kürt meselesini çözmek yerine, yeni bir Türk meselesini gündeme taşır ki bu durum ise çözümü zorlaştırır.

Bu durumda, mesele Kürt meselesini çözmekse, bu, öncelikle yeni bir düşünce yapısına ve söyleme dayanan bir yaklaşım gerektiriyor.

Ayrıca, bu tarihi fırsatın sıradan iç politik hesaplar yüzünden heba edilmemesi gerektiğine inanıyorum. Zaman içinde her şeyi detaylı bir şekilde değerlendireceğiz.

Meselenin hem bölgesel hem de küresel boyutunun olduğunu düşünüyorum. Olaylar, zamanın ruhuyla bağlantılı değil. Dr. Bahçeli, bir gece rüya görüp bu yola çıkmadı. Yeniden şekillenen Ortadoğu ve Karadeniz’deki gelişmeler göz ardı edilmeden sürecin tam anlamıyla anlaşılması mümkün değildir. Diğer bir dikkat edilmesi gereken nokta ise,

küresel ve bölgesel dinamiklerin hesaba katılmasıdır.

Tv Net’deki Akıl Odası programında bu konulara kısmen değindim. Görüşlerim hala şekillenmekte… Bu üçüncü husus, ayrı bir makalenin veya makalelerin konusunu oluşturuyor…

“`

Related Posts

Merkez Bankası’nın rezervlerinde artış

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) toplam rezervleri, 9 Mayıs haftasında bir önceki haftaya göre 5 milyar 811 milyon dolar artışla 144 milyar 343 milyon dolara çıktı.

Gelir İdaresi Başkanlığı duyurdu: TTB montaj süresi uzatıldı

Akaryakıt istasyonlarında taşıt plakalarının otomatik tanınmasını sağlayan UTTS’ye geçiş sürecinde, vergi mükelleflerine TTB montajı için ek süre tanındı. Başvurular 2 Haziran’a kadar yapılabilecek, montaj süresi ise 30 Haziran 2025’e uzatıldı.

Rekabet Kurumu’ndan Apple’a iPhone fiyatları soruşturması

Söz konusu soruşturmaya Apple ile birlikte birçok farklı iPhone geri alımıyla ilgilenen şirket de dahil edildi. TEKNOLOJİ MARKETLERİ DE SORUŞTURMADA Rekabet Kurumu’ndan soruşturmaya ilişkin yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Kurul 27.02 …

Küresel sermaye anneleri sevmez ama anneler gününü sever

Ekonomik hayatta sektöre dönüşen onlarca işi ve mesleği 7/24 ücretsiz ve gönüllü üstlendiği için sermaye sahipleri anneyi sevmezler ama anneler gününü severler. Çünkü sermayenin anne sevgisini paraya dönüştürdüğü ve anne üzerinden para kazandığı tek gün anneler günüdür. Bu bir günlük sevgiden kasalarını doldurduktan sonra anne onlar için çıkarlarına çomak sokan ve küresel sistemin düşmanı bir insandır. ** Anne doğuştan patrondur, kendi işini kendi görür, emeğinin karşılığında para istemez, sıcak

Trump’tan piyasaları altüst edecek mesaj

ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşlarında yeni bir sayfa açılıyor. İsviçre’de bir araya gelen iki ülke heyetleri, gümrük tarifeleri başta olmak üzere birçok konuda uzlaşma sağladı. Görüşmeyi “çok iyi” olarak nitelendiren Trump, “Büyük bir ilerleme kaydedildi” dedi.

Bakan Kurum duyurdu: Yıl sonuna kadar 453 bin yeni ev ve iş yeri teslim edilecek

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, deprem bölgesindeki çalışmaları süratle tamamladıktan sonra burada edinilen tecrübeyi, birikimi başta İstanbul olmak üzere 81 ile yayacaklarını belirtti.