“`html
Gelişmeler devam ediyor… AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, CNN Türk ekranlarında dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
- Özdemir, AK Parti’nin son anket sonuçlarına göre İstanbul’da en çok oyu aldığını belirterek, “AK Parti, CHP’yi 2 puanla geçmeyi başardı ama bu bize yetmiyor. İddianamelerin tamamlanmasının ardından, İstanbul halkı geçmişte neler yaşandığını ve kaynakların nasıl kullanıldığını görecektir.” ifadelerini kullandı.
- Özdemir, İstanbul’daki trafik ve ulaşım sorunlarının en öncelikli meseleler arasında yer aldığını, kentsel dönüşüm ve depremin ise %16 ile ikinci sırada bulunduğunu söyledi.
- AK Parti döneminde gerçekleştirilen projelerin çoğunun 2-3.5 yıl içinde duraksadığını vurgulayan Özdemir, projelendirme ile kamulaştırma süreçlerinin ortalama 3-4 yıl sürdüğünü ve bu nedenle yaşanan müdahalenin sonuçlarının ciddi olduğunu aktardı.
- Özdemir, 2004-2010 yılları arasında gerçekleştirilen ulaşım planlamalarının ve 2010-2019 yılları arasında tamamlanan metro projelerinin trafik sıkışıklığını azaltmada etkili olduğunu, ancak İstanbul’un yeniden kötü bir noktaya geldiğini de ifade etti.
- Metro projelerindeki gecikmeler hakkında konuşan Özdemir, özellikle Kirazlı-Halkalı metro hattının %7 seviyesinde kaldığını ve bu projenin tamamlanmadığını belirtti. “Büyükşehir Belediyesi, bu projede gerekli iradeyi gösteremedi. Eğer bu metro hattı bitirilseydi, İstanbul’un batısı önemli ölçüde rahatlayacaktı.” dedi.
- Özdemir, AK Parti döneminde metro yatırımlarının finansmanının sağlandığını, 220 milyon Euro’nun üzerinde kaynak bulunduğunu belirterek, projelerin gecikmesinin İstanbul halkına zarar verdiğini ekledi.
Abdullah Özdemir’in açıklamaları ise şöyle;
“Trafik ve ulaşım sorunları İstanbul’un ana gündem maddesidir. İkinci sırada %16 ile kentsel dönüşüm ve depremin yer aldığını belirtiyoruz. Diğer meseleler ise oldukça geride kalmaktadır. 8000 yıllık tarihi olan bir şehirden bahsediyoruz. Bazı alanlara girmek, normal koşullarda dahi zor. Yapılaşmanın kontrolsüz artışı, sorunları daha karmaşık hale getirmiştir.
2000’li yıllardan önce İstanbul’da ciddi değişimler yaşanmıştı. Ancak bu süreç, yeterince süreklilik ve bilgi olmadan kesintiye uğradı. Şehirde etkili bir değişim yaratabilmek için projelendirme ve uygulama süreçlerinin en az 3-4 yılı alması gerekiyor. Bu süreçler tamamlanmadığında, kent gelişimi duraksamaktadır.
Birçok analize göre, İstanbul’da trafik sıkışıklığı ciddi bir sorun olarak dikkat çekmektedir. Elde edilen veriler, İstanbul’un trafik yoğunluğunun ülke genelinde en yüksek olduğunu gözler önüne seriyor.
AK Parti hükümeti öncesi de trafik sorunları mevcuttu. 2004-2010 yılları arasında yapılan ulaşım projeleri ve 2010-2019 yıllarında yürütülen metro çalışmaları, trafik yoğunluğunu 6. sıraya kadar indirmişti. Ancak bugün, trafik problemleri yeniden artış gösterdi.
Hızlandırılmış metro inşaatları ve yeni projeler planlanmış olsaydı, İstanbul eski günlerine oranla daha iyi bir durumda olabilirdi. 2010 sonrası tamamlanan projelere örnek vermek gerekirse; Bağcılar, Mahmutbey ve Mecidiyeköy metro hatları %99 oranında tamamlandı, ancak gecikmeler yaşandı.
“İSTANBUL’UN GEVŞE PES KURARSA YENİ PROJELER GÜNDEME GELECEK”
Kirazlı-Halkalı metro hattı, 2 milyonun üzerinde İstanbulluyu etkileyen bir proje olup, büyük bir soruna neden olmaktadır. Ancak şu anda %7 seviyesinde kaldığını duyuyoruz.
Son birkaç yıldır bu projeye yönelik herhangi bir ilerleme olamamıştır. Yeni ihale süreçleri başlamış ve iptaller yaşanmıştır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu projelerde etkin bir irade ortaya koyamamıştır. Örneğin Mahmutbey-Esenler metro hattı 2017’de ihale edilmişti ve bitirilmesi 2020-2021 yılında planlanıyordu. Bu hattın tamamlanmasıyla batı bölgesinin önemli sorunları aşılabilirdi. Ancak günümüzde mevcut yönetim, bir vizyon belirleyememiştir.
“METRO YATIRIMLARI İÇİN YAKLAŞIK 5 MİLYAR EURO KAYNAK HARCAMASI SÖZ KONUSU”
Metro projelerinin finansmanı AK Parti döneminde yapılandırılmıştı. Örneğin bir projeye 160 milyon Euro, başka birine de 240 milyon Euro kaynak ayrılmıştı. Ancak birçok projenin gecikmesi ve bazı projelerin iptal edilmesi gibi durumlardan kaynaklı sorunlar yaşanmıştır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bu konular hakkında yanlış bilgi vererek toplumda kafa karışıklığına yol açmıştır. Bu sıkıntılar, halkın metro gibi temel hizmetlerden mahrum kalmasına yol açmıştır. Gerçekte, projeler için 220 milyon Euro kaynak, Büyükşehir Belediyesi’nin menfaatine ayarlanmaktaydı.
Metro projeleri için gelen kaynağın 5 milyar Euro’yu geçtiği yönünde ciddi iddialar gündemde. Bu durumun, bazı şirketlere aktarılması söz konusu. İstanbul iddianameleri ortaya çıktığında bu durumlar daha net bir şekilde ortaya konabilir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kaynakları, yanlış yönlendirmeler ile başka amaçlar için kullanılmıştır.
Devam eden metro projeleri arasında bazıları Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın, bazıları ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğunda yer almaktadır.
“2019’DAN BU YANA YENİ BİR METRO HATTI İHALE EDİLMEDİ”
Yakın zamanda Sabiha Gökçen Havalimanı’na yönelik açılan metro hattı Pendik’ten geçmektedir. Ayrıca, Gayrettepe’den havalimanına 37 kilometrelik metro hattı da Bakanlık tarafından tamamlanmaktadır. Havalimanından Halkalı’ya uzanan 33 kilometrelik metro projesi de son aşamalarına gelmiştir.
Bakanlık, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yapmayı reddettiği Başakşehir-Kayışehir metrosunu tamamlamış ve 26 ayda işlevsel hale getirmiştir. Şu anki metro projeleri, %50 oranında tamamlanma arz etmektedir.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, mevcut metro hattını 233 km’den 450 km’ye çıkarma hedefi koymuştur. Ancak, günümüzde, İstanbul’daki metro proje uzunluğu, 300 km düzeyine ulaşmıştır. Yeni projeler henüz ihale edilmemiştir ve 2019’dan beri İstanbul’da yeni bir metro hattı için ihale yapılmamıştır.
“AK PARTİ ŞU AN İSTANBUL’DA YENİDEN BİRİNCİ PARTİ”
AK Parti, İstanbul’daki son anketlerde CHP’nin önünde yer almayı başarmıştır. Ancak bu durum, bizler için yeterli değildir. İddianame süreçleri sonuçlandığında, halk gerçekleri gözlemleyip kaynakların ne şekilde kullanıldığına dair daha net bir fikir sahibi olacaktır.
Bu durum, 2013 yılında dershanelerle ilgili yaşananlardan birine benzetilebilir. O dönemde birçok kişi bu konuya dair sorular soruyordu, ancak zaman içerisinde olayın detayları anlaşılmıştı.
“BÜYÜK BİR YOLSUZLUK OPERASYONUYLA YÜZ YÜZEYİZ”
Şu anda yüzyılın istismarı ile karşı karşıyayız. İstanbul halkı, kendi vergileri ile oluşturulan kaynakların nereye harcandığını, iddianamenin ardından görme fırsatını bulacaktır.
Olayın siyasi yönlerini önlemek, iddiaları inançla paylaşmak ve yargının etki alanına girmemek ilkemizdir. Yargının tarafsız bir şekilde işlemesini sağlamak temel hedefimizdir.
Aziz İhsan Aktaş’ın iddianamesinde, başkanın eylemleri açık bir şekilde ortaya konulmuştur. Göz önünde bulundurulması gereken çeşitli belgeler bulunmaktadır. Aktaş’ın aşırı miktarda kaynak aktardığı, bu kaynakların başka siyasal stratejilerle ilişkili olduğu anlaşılmaktadır.
Muhalif düşüncelere sahip olan bazı isimlerin bu iddiaları, iddianamenin ciddiyetini pekiştiriyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi iddianamesi, şehrin gerçekleri hakkında daha somut bir bilgi sağlamak üzere gündeme gelecektir.
İstanbul halkı, Ekrem İmamoğlu döneminde yaşananları net bir şekilde gözlemleyecektir. Bu durumun AK Parti’ye olan güveni artıracağını, diğer siyasi partinin güveninin ise azalacağını öngörüyoruz.
Bazı araştırmalar, maalesef bazı kötü niyetli amaçlar için yapılmaktadır. Bugün demokrasinin kuşatıldığı yerlerde büyük sıkıntılar vardır. Ancak Türkiye ile ilgili abartılı algılar oluşturularak ülkemiz kötülenmektedir.
“CHP’Lİ BELEDİYELERDE YAPILAN OPERASYONLARDA, ŞİKAYET EDENLER ÇOĞUNLUKLA CHP’LİLER”
Ayrıca, son zamanlarda gerçekleştirilen yargılama süreçleri, devlet kurumlarına kadar uzanmaktadır. Çeşitli devlet dairelerinde de problemler yaşanmaktadır. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerdeki operasyonlar, çoğu zaman içeriden gelen şikayetlerle gündeme gelmektedir. Rüşvet alan ve veren kişilerin şikayetleri, CHP içinden gelmektedir.
CHP’nin kongresi ile ilgili yapılan birçok açıklamada rüşvet ve delegelerin satın alınması gibi iddialarla karşı karşıya gelinmiştir. Bu iddiaların dile getirilişi genellikle kendi parti üyeleri tarafından olmaktadır.
Sonuç olarak, yolsuzluklarla mücadele açısından kamu kuruluşlarının daha şeffaf olması gerektiğini düşünüyoruz. Vatandaşların bu konuda aynı düşüncelere sahip olduğunu görmekteyiz. İhale kanunlarındaki iyileştirmelerin daha somut hale gelmesini sağlamak için mücadele eden parti yine AK Parti olacaktır.
“`
