Salgın kelimesini, özellikle de mevsim geçişlerinde sık sık duymaya alıştık desek yanlış olmaz. Fakat işin içine Covid gibi virüsler dahil olunca, önceden yapmaya alıştığımız gibi grip deyip geçmek pek de kolay olmuyor. Tabii Maymun çiçeği, Batı Nil virüsü, Langya gibilerine girmiyoruz bile.
Fakat bu durum, içinde bulunduğumuz durumu salgın olarak nitelendirmemizi zorlaştırıyor. Biz de konuyu netleştirebilmek adına, sosyal medyadaki bilgilendirici paylaşımlarıyla da tanıdığımız Virolog Dr. Semih Tareen’e (Virus Fantom) sorularımızı yönelttik. Kendisi de teknik terimlere girmeden, anlaşılır bir dille sorularımızı yanıtladı.
Olağanüstü bir durum söz konusu mu?
“Son 1 ayki salgın, özellikle kuzey yarım kürede tabii kış olmasından dolayı, insanların kapalı ortamlarda bir arada olmalarından dolayı yayılan virüsler ve bakterileri kapsıyor. Herhangi olağanüstü bir durum yok ama o virüsler arasında tabii ki Covid-19’a sebep olan SARS virüsü var. Ayrıca grip virüslerinde özellikle Influenza A vakalarında bu kış artış gözleniyor. Bir de onun dışında RSV isimli virüs ile vakalar görülüyor.”
“Onun dışında toplam, yani bunlarla beraber toplam insan solunumunu etkileyen en az dokuz tane farklı virüs var. Dolayısıyla bu diğerlerinden birisi de olabilir. Bunlar genellikle ağır semptomlara değil ama soğuk algınlığı gibi semptomlara sebep olur.
“Bu yüzden bu vakalarda tabii ki artış normal. Şimdi herhangi bir tanı testi yaptırmadan hangi virüs olduğunu kimse bilemez. Dolayısıyla halk arasında Covid diyebilirler ama Covid testi yaptırmadan emin olamazlar. Grip diyebilirler ama grip testi yaptırmadan emin olamazlar.”
“Bir de bir pandemiden yeni çıktığımız için aslında biliyorsunuz pandemi teorik olarak devam ediyor ama pandemi hayatı bitti. Pandemi hayatından yeni çıktığımız için insanlar biraz hâlâ paranoyak bir şekilde tabii ki haklı olarak solunum hastalıklarından korkar oldular. Bu yüzden de halk arasında özellikle bir gerginlik mevcut. Evet, bunun da farkındayım.”
Yeni aşıya gerek var mı?
“Şimdi şöyle; Covid-19 aşılarından yeni güncellenmiş aşı zaten bir sene kadar önce çıkmıştı Amerika’da ve bazı diğer ülkelerde. Ama sanırım Türkiye’ye gelmedi. Türkiye’ye gelmediği için tabii Türkiye’deki nüfus güncellenmiş Covid aşısını olamıyor.”
“Bu güncellenmiş aşıyı aslında tabii olmak mantıklı. Çünkü virüs mutasyona uğruyor sürekli. Sürekli evrim geçirmeye devam ediyor. O yüzden mesela Amerika’da CDC tavsiyesi, herkesin o güncellenmiş aşıdan en az bir doz olması. Bir de tabii grip aşıları var. Grip aşıları da her sene güncelleniyor. Fakat Türkiye’de her sene grip aşısını düzenli olma bilinci yok sanıyorum.”
“Bunu uzaktan takip ederek anlamış durumdayım. Yanlış olabilir ama uzaktan anladığım kadarıyla Türkiye’de her sene grip aşısını yenileme bilinci pek yok. Her sene grip aşıları yenileniyor ve o yüzden her sene yenilenmiş grip aşıları da herkese CDC tarafından tavsiye ediliyor. O yüzden sorunuzun cevabı o.”
Önceki aşılar artık etkisiz mi?
“Bu arada yanlış anlaşılmasın ama önceki aşılar işe yaramıyor gibi bir sıkıntı yok. Önceki aşılar tabii ki işe yarıyorlar. Sadece atıyorum önceki aşıların etkinliği yüzde 90 vesaire ise yeni evrimleşmiş, mutasyona uğramış corona virüsüne karşı, SARS-COV-2’ye karşı, O aşıların etkinliği tabii ki azalmış durumda. O yüzden güncel aşıya ihtiyaç var.”
“Güncel aşıya ihtiyaç olduğu için de insanların o güncel aşıya tabii erişmesi önemli. Tabii burada siz bana Türkiye Tabipler Birliğinin bir yazısını yollamışsınız, o yazıya baktım. Burada hiçbir politikaya girmeden, herhangi bir Sağlık Bakanlığının veya hükûmetin tabii ki neden Türkiye’ye güncel aşılar getirilmediği sorusu sorulabilir.”
Semih Taneer’in de altını çizdiği üzere şu an için olağanüstü bir durum söz konusu değil. Fakat yine kendisinin belirttiği üzere aşıların ve alabileceğimiz önlemlerin önemi kritik. Sizin düşünceleriniz neler?
Daha önce kendisiyle farklı virüs türlerini de konuşmuştuk: